Uğur Bayraktar’ın yönettiği, başrolünde ise kardeşi Ufuk Bayraktar’ın yer aldığı “Dayı 2: Bir Adamın Hikayesi” filmi, yarın vizyona girecek.
Serinin ikinci filminde, sadakat, mücadele ve cesaretle örülmüş bir kabadayının hikayesi anlatılıyor.
Senaryoyu eşi Ece Bayraktar’la kaleme alan yönetmen Uğur Bayraktar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dayı 2’nin ilk filme nazaran daha dinamik bir yapıya sahip olduğunu belirterek, “İlk filmde biraz daha Yeşilçam tadı vardı. Seyirciler duyguların, sertliğin, dramın daha yoğun olduğu bir hikayeyle karşılaşacak.” dedi.
“Yayınlandığı dijital mecralarda elde ettiği başarıyla seyirci bizden devamını istediğini gösterdi”
Uğur Bayraktar, filmde izleyicilerin daha çok Dayı karakterine odaklanacağına işaret ederek, şunları aktardı:
“İlk filmde babamızdan esinlendik. Yani hikayenin neredeyse yüzde 60’ı ve ana karakterin bütün özellikleri babam ve Sabahattin amcanın dostluğundan esinlenerek yaptığımız bir filmdi. Bu film biraz daha dışına çıkıyor. Artık kurgusal olarak başka bir boyuta geliyor. Tabii ki onun karakterinden ve özelliğinden ilham aldığımız konular çok ama olaylar tamamen kurmaca burada. Seyircinin zevk alacağını düşünüyorum. Benim içime sindi.”
Serinin ilk filmini Kovid-19 salgınına rağmen sinemada 500 bin kişinin izlediğini söyleyen Uğur Bayraktar, “O şartlara göre bu çok ciddi bir rakam. Daha sonra da yayınlandığı dijital mecralarda elde ettiği başarıyla seyirci bizden devamını istediğini gösterdi. Yani bu filmi yapabilmek adına, o bizim en büyük cesaretimiz oldu. Ben inşallah seyircinin beklentisini karşılayacak, onlara layık olabilecek bir film çıkarmışızdır diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Babamın hayatını yazmak, en büyük motivasyon oldu”
Uğur Bayraktar, ilk filme sinemaseverlerden güzel yorumlar aldıklarını da aktararak, “İlk film iyiliğe, dostluğa, vefaya, merhamete yani insanların özlediği duygulara ulaştığı için seyirciden çok güzel geri dönüşler aldık ve hala da almaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
İlk filmin senaryosunu yazarken o dönem kardeşi Ufuk Bayraktar’ın cezaevinde olduğunu aktaran Uğur Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ufuk, o zaman babamdan kalan ruhsatsız silahtan dolayı cezaevindeydi. Övülecek bir şey değil tabii ama haylazlık döneminden. Onu ziyarete gitmiştim. Ufuk’a ‘Biz Dayı’yı yapmak istiyoruz. İki kelime yaz.’ dedim. O da ‘Abi, cezaevinde oturacak yer yok. Nerede senaryo yazacağım?’ demişti. Böyle iki hafta geçmişti. Ondan sonra senaryo yazacağım hiç aklımda yoktu açıkçası. Yazarken beni ne motive etti? Babama hayranım ben. Yani biz 15 yıl kirada oturmamıza rağmen, o zaman 3 çocuk kolejde okuduk. Bizi okutmaya kendini adamış bir adamın oğluyum ve genç yaşta kaybettiğimden dolayı babama karşı hizmet edememenin, ona iyi bir şey yapamamanın, onun başarılarımı görmemesi içimde hep eksikti. Babamın hayatını yazmak bana en büyük motivasyon oldu.”
Uğur Bayraktar, senaryoyu başta herkesten gizli tuttuğunu, fakat daha sonra eşinin kendisine senaryoda destek olduğunu belirterek, “Yani güzel bir aile işi oldu. Ben mutluyum. İnşallah seyirci de mutlu olursa daha da mutlu olacağız. Ben elimden geleni yaptım. Vicdanım çok rahat. Benim tek istediğim çok izlenmesi değil, çok beğenilmesi.” dedi.
“İlk defa çok iyi bir film yaptığımızı düşünüyorum”
Filmin başrol oyuncusu Ufuk Bayraktar ise çekimlerin 2024’ün eylül ayında 5-6 haftada tamamlandığını aktararak, “Seyircinin mutlu olacağı, çok iyi bir film yaptık inşallah. İnsan her yaptığı işin arkasından bunu söylemek istiyor ama ilk defa çok iyi bir film yaptığımızı düşünüyorum.” dedi.
İlk filmde, adalet ve merhamet terazisinde denge kurmaya çalışan Dayı karakterinin, kederinin, gücünün, mücadelesinin ve çektiği acıların ikinci filmde daha da büyüdüğüne dikkati çeken Ufuk Bayraktar, “Çok iyi senaryoydu. Abimin toparladığı ve birinciyi tamamlayan bir film oldu ama ikinin sonunda da millet, ‘Abi balı ağzımıza çaldın. Üçü mutlaka hemen yapın.’ gibi şeyler yazacak bence.” yorumunu yaptı.
Usta oyuncu, ikinci filmin abisi Uğur Bayraktar’ın hem yönetmenlik hem de senaryo dilini yansıttığının altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Tarantino örneği verdim. Böyle bazı yönetmenler vardır, tarzları vardır ve bellidir. Uğur Bayraktar da bence Dayı 1 ve 2’yi tamamlayarak artık Türkiye’de ya da dünyanın neresinde bir iş yaparsa, yazıp, yönetirse kendi lisanında, tadında seyirciyle bağ kuran, kendi tarzı olan filmler yapacağını gösterdi bence. Oğlum ve kızım ile hayatımızdaki arkadaşlarımızı da dahil ettik filme. Uğur Bayraktar’ın bu sektörün içine dahil olmasından dolayı çok mutluyum.”
“Abimle yaşadıklarımız, onunla diyalog kurduğum her an özel”
Ufuk Bayraktar, abisinin her şeyi ince ayrıntısına kadar düşündüğünü, bu nedenle ona kendisini teslim ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Bizim abimle yaşadıklarımız, onunla diyalog kurduğum her an özel. Babamın vefatından sonra o kendine bir misyon edindi gibi. ‘Ben hem babanızım hem de abinizim.’ dedi. Bir yandan iyi bir şey ama bir yandan da tabii yoruyor adamı. Umrede tavafa gidiyoruz. Yolda başladı, ‘Birinci tavafta şunu, ikinci tavafta bunu diyeceksin.’ diye. Ama mutluyum, benim üstümden çok büyük yük alıyor. Nasıl mutlu olmayayım ki? Evet biraz beni kolaya da kaçırıyor. Halen onlara biraz çocukluk yapabilme fırsatı tanıyor bu durum bende.”
“Mehmed: Fetihler Sultanı” dizisinde de rol alan başarılı oyuncu, diziye de değinerek, “Rol icabı bile böyle bir işin içinde olmaktan çok mutluluk duydum. Çünkü bu ülkenin topraklarında gözünü kırpmadan kendini feda etmiş, analarımızın, bacılarımızın namusları korunsun, ülkemize zeval gelmesin diye ölüme yürümüş nice insan var. O yüzden çok değerliydi.” ifadelerini kullandı.
Ufuk Bayraktar, Erzurum’da geçen bir hikayeyi film yapmak istediğini ve proje üzerine çalışmaya başladığını aktararak, “Dijitale bir şey düşünüyorum. Senaryoda arkadaşlarım da var ama ana eksende ben yazıyorum diyebilirim. Köylü bir çocuğun kayak yolunda başarıya giden hikayesinin anlatıldığı bir film.” şeklinde konuştu.
“Dayı 2: Bir Adamın Hikayesi” hakkında
İstanbul ve Kocaeli’de çekilen filmde Ufuk Bayraktar ile Ergül Miray Şahin, Reha Özcan, Cem Özer, Yıldıray Şahinler, Recep Çavdar, Yüksel Arıcı, Sabahattin Yakut, Umut Oğuz, Bora Karakul, Gizem Erdem, Ebru Karanfilci, İskender Bağcılar, Süleyman Kadim Kabaali, Kadir Toprak Karaman ve Pınar Şenol rol aldı.
Yapımını Diopter Film, Ubay Yapım ve Net Sanat’ın üstlendiği filmin görüntü yönetmenliğini Engin Özkaya, sanat yönetmenliğini Özkan Çimenli yaptı.
Filmin müziklerine Zeynep Alasya, Caner Özkan ve Ertan Özkan imza attı.
More Stories
Karadeniz’de boyu 5 metreyi bulan dalgalar sahil yoluna ulaştı!
Erzurum’da Yangın Denetimleri Başlatıldı
MSB kaynakları duyurdu: Türkiye, Suriye’de yeni askeri üs mü kuruyor?